Abdullah Uysal Anamur Postası /
Bir Ramazan ayına daha geldik, pazar gecesi sahura kalkacağız. Cenab-ı Allah’tan dileğimiz gelecek ramazanlara da sağ salim kavuşmaktır herhalde.
Ramazan denilince aklımıza ilk gelen oruç,iftar,sahur,ramazan topu , kadir gecesi , teravih ve fitre olması gerekirken maalesef Ülkemizde ramazan ayı israf ayı olmaktadır.
“Ramazan ayında kim helal kazancından bir oruçluyu iftar ettirirse, Ramazan`ın bütün gecelerinde melekler ona dua eder ve Kadir Gecesinde Cebrail Aleyhisselâm onunla musafaha eder (tokalaşır). Cebrail Aleyhisselâm kiminle musafaha ederse, onun kalbi incelir ve gözlerinin yaşı çoğalır.”
Günümüzde düzenlenen iftar yemeklerine baktığımızda , bu yemekleri düzenleyenlerin protokol masalarında yemekleri iftar saatine gelirken , iftara katılan kişilere yemeklerin iftar saatine yetişmediği , yemeğin yetmediği, ihtiyacı olan kişilerin değil ihtiyacı olmayanların katılması ile iftar yemeği olmaktan çıkıp, israf yemeği olmaya başladığını,insanların zamanında gelmeyen yemekleri yemediğini ve yemeklerin yarısının çöpe gittiğini , iftara gelip ancak kendine sıra gelmediği için isteyemeyen ve aç kalan gençleri – çocukları üzülerek görüyoruz.
Tüm bunların bilinmesine ve görülmesine rağmen ,Ramazan ayında iftar düzenlemek bazı kişilere , Sivil Toplum Kuruluşlarına veya Belediyelere hem prestij kazandırıyor hem de kendilerinin reklamını yapma fırsatını sağladığı için vazgeçilmezimiz oluyor.
Reklam yapma fırsatı sağlıyor diyorum , eğer öyle olmasaydı bu tür organizasyonların ve yemeklerin resimlerini çekerek , gerek sosyal medyada ve gerekse basında boy boy paylaşmaz, hatta şunun yemeğinde şu kadar kişi benim yemeğimde şu kadar kişi vardı diye övünç kaynağı olmazdı.
Hiç kimse aksini iddia edemez , bu tür kurumların ramazan boyunca verdikleri iftarın nerede ise hiç birinde , yoksul ve ihtiyaç sahibi kişiler hatırlanmadığı gibi katılanların da iftarda yemekte ne var ” aman o yemek varsa ben gelmem ” diye seçim yapanların yemeği olmuş.
Oysa , sadece ramazan ayında verilecek ve yerini bulup bulmadığı bile tartışılabilecek olan iftar programları düzenleyecek olan kişiler , Sivil Toplum Kuruluşları ve Belediyeler ayırdıkları bütçeyi bir araya getirseler, inanın bir ay değil , bir yıl boyunca bu memlekette ihtiyaç sahiplerinin hem yüzünü güldürürler,hem mutfaklarını doldururlar hem de hayır dualarını alırlar. İşte o zaman bu sofralar israf değil iftar sofraları olurlar.Şimdi sokağa çık bunu millete anlat , herkes haklısın der. Ama inanın gelecek ramazanda yine herkes kendi bildiğini yapacak.
Çünkü amaç fakir fukaranın karnını doyurup iftar yemeği düzenlemek değil. Amaç , zaten tok olan ve hatta o gün belki de evinde çoruyla çoğuyla iftar açacak olanların zorla getirildiği ama kendilerine prestij ve reklam sağlayacak olan bir organizasyona ev sahipliği yapmak.
İnşallah iftar yemeklerinin israf yemeğine dönüşmediği ramazanlarda beraber olmak dileğiyle.
