Tarihi Anamur iskelesi kışın sert geçmesi nedeniyle oluşan fırtına ve dalgalarının etkisi sonucu ağır hasar gördü. Anamur tarihi her zaman ilgi alanımdadır. Yaşadığın yerin tarihini bilerek yaşamak çok güzel bir duygu. Böylece bu günü yaşarken geçmişle de bağlantı kuruyorsunuz. Tabi Anamur tarihini öğrenebilmek için kaynaklara ihtiyacımız vardı. Kaynaklarım ise kendi yaşantım ve yaşlılarımızdan öğrendiğim bilgilerdir. Yazılı kaynağım ise Dr. Mustafa Erimi’in İçel Sancağı Anamur Kazası Kitabıdır. Bu kitap Anamur tarihini öğrenmek isteyenlere güzel bir kaynak. Bu arada Anamur tarihiyle ilgili hazırladığı bu değerli eser için Dr. Mustafa Erim’e Anamurlular adına teşekkür ediyorum.
Kitapta Anamur İskelesi ilgili bölümler var. Kitapta yer alan bilgiler Osmanlı belgelerine dayanıyor.
Yıl 1907. Anamur’da demir ve bakır madeni çıkaran ecnebi şirketleri var. Yabancı şirketlerin mühendisleri bu günkü gibi harap olan iskeleyi tamir için Anamur Kaymakamlığına başvuruyor. Dilekçe Maden Mühendisi Yorgi Yorgiyo tarafından veriliyor. ”İskeleyi denizden yirmi beş metre girmek ve sırf demirden mamul dört metre genişliğinde yapmak istiyorlar.” Belgelerde ifade aynen böyle geçiyor. Kitapta yeniden İnşa edilecek İskelenin bir de krokisi var.
Anamur Kaymakamlığı konuyu o zaman bağlı olduğu Adana Vilayetine yazıyor. Adana Vilayeti onay için Dâhiliye Nezaretine bildiriyor. Dâhiliye Nezaretinin yazısında“ Anamur Kasabası dâhilinde harap olan Çorak iskelesini yeniden demirden inşa etmek isteyen maden mühendislerinden tebaa-i ecnebiden Yorgi Yorgiyan Efendi’den başka ihaleye katılan olup olmadığı ve belediye gelirlerinin müsait olup olmadığı hususlarında Adana Vilayetinden ayrıntılı bilgi istendiği.” şeklindedir.
Bu belgede Anamur iskelesi Çorak iskelesi adıyla geçiyor. Çorak bilindiği gibi Anamur’un eski adı. Demir iskelenin yapılıp yapılmadığı bilgisine ulaşamadım. Ancak bu gün yaşlanıp yorgun düşen beton iskelenin 1952 ya da 1953 yılında yapıldığını öğreniyoruz.
Anamur’da yaşayan tüm Anamurluların ve Anamur’a ziyarete gelen misafirlerin ilk ziyaret ettiği yer olan iskelenin yeniden inşasına ihtiyaç vardır.
Umarım öyle bir iskele yapılır ki asırlarca bizi Akdeniz’le kucaklaştırır. Yapım işinin mutlaka özel projeyle olması gerekir. Türkiye’nin bugünkü şartları istenilen sağlamlıkta iskeleyi yapmaya elverişlidir.
Kamuoyunun beklentisi de bu yöndedir.
Kazım KILINÇ
Eğitimci