Hürriyet Gazetesi Köşe yazarı Yalçın BAYER’in Anamur’la ilgili yazısı ;
“ ANAMUR eskiden pek bilinmezdi. Mersin’den ve Antalya’dan yıllardır ilgilenilmeyen karayolu nedeniyle Anamur’a gitmek pek kolay değildi. Gazipaşa Havalimanı’nın faaliyete geçmesinden sonra Anamur kendini ‘bulmaya’ başlamış. Yılbaşına kadar da yeni tünel ve viyadüklerle karayolu ulaşımı Anamur’a nefes aldıracak; belki de coğrafi konumu itibariyle ‘il’ olmayı hak edecek. Akdeniz’in ‘yeni yıldızı’nda muzculuğun getirdiği ‘ek’ gelir ilçeye çok şey kazandırmış; lüks konut yapımından otomobil satışına kadar bu zenginliği görebiliyorsunuz. Uyarımız şudur: Anamur’un korunması gerekiyor, Gazipaşa gibi… İnşaat sektörünün her iki ilçeye çok ‘çirkinlik’ getireceğini şimdiden söylemek gerekiyor. Uçakta inerken, bir ölçüt örneğini kimse veremiyor ama, her yerin naylon örtü ile kaplı olduğunu gördük. Açık muz ekimi ise bir başka üretim şekli. Anamur tarımsal üretimde örnek bir bölge. Kapalı bir ‘muz tarlası’ ya da ‘bahçesi’ diyebilirsiniz. İthal muz kadar iri olmasından başka pek de lezzetli idi. Bunun nedeni, Toros Dağları’ndan inen verimli alüvyon topraklarına ve emsalsiz mikroklima özelliklerine sahip olması. Bu birçok suptropik ve tropik iklim bitkilerinin yetiştiriciliğini mümkün kılıyor. Anamur İlçe Tarım Müdürü Hüseyin N. Sarıoğlu “Sahil kesiminde muz üretimi yapan bir üretici, bir saat uzaklıktaki yaylasında da kiraz yetiştirici yapabiliyor” diyor. Çok sevilen kiraz kurusu üretimi arttırılmalıdır. Örtü altı ve açık arazide 26 bin 500 dekar alanda muz üretimi yapılıyor. Bu yıllık 177 bin ton civarında ürün ve 470 milyon lira brüt gelir anlamına geliyor. Ülkemizde muz üretimimizin yüzde 42’sinin Anamur’da yapıldığını gösteriyor rakamlar. Gazipaşa’dan sonra Anamur’da da muz ve çilek ana ürünlerinin yanında sahil kesimlerinde son yıllarda papaya, pitahaya, guava, mango ve ejder meyvesi gibi birçok suptopik-trophik ürün denemeleri yapılıyor. Yine avokado, zeytin, karadut, kamkat, altın çilek ve pepino gibi üretimlerde ‘ticaret’in ağırlığı öne çıkmaya başlamış. Bu uğurda Antalya Akdeniz Üniversitesi’nde üretimin bu noktaya gelmesinde yıllarca kafa yoran hocaları kutlamak gerekiyor. Yörenin çalışkan insanlarına çok şey sağlamış bu tropikal meyveler.
KARADENİZ YAYLALARINA BENZEMESİN
1. Uyarı: Anamur ve çevresinde birçok yayla son yıllarda artan bir trend olarak dikkat çekiyor. İlçe halkının büyük çoğunluğu, hava sıcaklığı nedeniyle yaylalara çıkıyor. Yaylaların altyapı ve ulaşım eksikliklerinin giderilmesi ile ‘iyi’ bir şey yapılmıyor; yarın Karadeniz yaylalarında yaşanan ‘sıkıntılar’ aynen burada da meydana gelecektir. Botanik olsun, çiftlik, kamp-karavan, macera turizmi olsun, bu konudaki yatırımlarda ‘özendirici’ değil, korumacı bir zihniyetin egemen olması gerekiyor gibi geldi bize… Hafta sonu Anamur’da ‘Kültür ve Muz Festivali’ vardı. Torosların güzel insanlarını, yani Yörüklerin-göçerlerin sunumlarını ve yaptıkları yiyecekleri çok beğendik. Torosların meyilli bölgelerdeki parseller muz üretimine açılmış, bu oranın yüzde 40-45’i bulması ilginç geldi bize.
2. Uyarı: Seralara atılan kimyasal ilaçların kanser yaptığı iddiası üzerinde bir açıklama yapılmalı.
HER BELEDİYE UYGULAMALI ÖVMEK gibi olmasın Anamur Belediye Başkanı Hidayet Kılınç çok çalışkan ve saygı gören bir isim. Bakın ne diyor: “Amacımız insanları mutlu etmektir. Siyasi düşüncelerimiz ne olursa olsun onu kalbine gömüp, bütün insanlara saygı duymamız gerektiği her zaman ön plandadır”. Belediye personeline ‘pozitif düşünce, kendini anlama, motivasyon ve ekip ruhu’ başlıklarını içeren seminerler verdirmesi… Sevginin her şeyin ilacı olduğunu Kılınç biliyor. Keşke geçmiş dönemde milletvekilliği de yapan bu başkanın kurallarını her belediye başkanı uygulasa…
Uyarı 3: ‘Anamur muzu’nun inanılmaz gelişmesi -arkadan Manavgat geliyor- ve Anadolu’nun güneyinde bir liman kenti olan Anemurium (Anemurion) antik kentinin bugüne kadar niye tanıtılmadığı sorusunu Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bir uyarı olarak iletelim”
Anamur Postası Haber Sitesi olarak Hürriyet Gazetesi köşe yazarı Yalçın BAYER’e teşekkür ederiz.